Tarih Okuyan Öğretmen Olabilir Mi?
Bir sabah, Kayseri’nin soğuk rüzgârı camdan içeri sızarken, ben yine günlüklerime yazı yazıyordum. Şehir biraz dağınıktı o gün. Belki de ben öyleydim. Düşüncelerim dağılmış, kafamda birçok soru yankılanıyordu. “Tarih okuyan bir öğretmen olabilir mi?” Bu soruyu sürekli soruyordum. Çünkü yıllardır hayalini kurduğum bir meslekti öğretmenlik. Ama tarih okuduktan sonra bu mesleğe geçişin gerçekten mümkün olup olmadığına dair hep bir endişem vardı.
Tarihe Aşık Olmak
Tarihe olan sevgim, küçükken öğrendiğim ilkokul derslerinden başlar. Hatırlıyorum, öğretmenim sınıfta Osmanlı İmparatorluğu’nu anlatırken, gözlerimdeki heyecanı fark etmişti. O kadar derin bir hayranlık duydum ki, o dönem tarihe adeta aşık oldum. Osmanlı, Selçuklu, Antik Yunan, Roma… Her biri başka bir dünyanın kapılarını açıyordu bana. O yıllarda hayal ettiğim geleceği düşünürdüm; belki bir gün tarih öğretmeni olurum, belki de bir gün kendi sınıfımda öğrencilere bu sevdayı anlatırım.
Ama yıllar geçtikçe, “Gerçekten tarih okuyan biri öğretmen olabilir mi?” sorusu kafamı kurcalamaya başladı. Üniversiteyi bitirip, diplomanı aldığında “Hadi bakalım, bir öğretmenlik mesleği yapalım” demek kolay olmuyor. Çünkü karşına hep bir engel çıkıyor. Sadece tarih bölümünden mezun olmak, öğretmen olmanın yeterli olmadığı bir gerçekti. Bir yanda tarih aşkım, diğer yanda hayal kırıklığım…
Bir Dönüm Noktası: Öğretmen Olmak mı, Araştırmacı Olmak mı?
Bir gün, Kayseri’deki bir kafede, eski dostumla buluştum. O da öğretmenlik hayalleri kuran bir arkadaşım. Ancak o, kendine başka bir yol seçmişti. Yüksek lisansa başlamak için hazır hissediyordu. “Tarihten mezun olduktan sonra hala öğretmen olabilir miyim?” diye sormuştu.
Bir süre sessiz kaldım. İçimdeki kararsızlık beni biraz hırpalamıştı. O anda, hepimizin bu konuda bir belirsizlik yaşadığını fark ettim. Tarih, tek başına öğretmenlik yapmak için yeterli değil. Ama yine de bir şeyler vardı, bir umut. Belki de bu kadar düşündüğüm kadar zor değildi. İçimdeki heyecanı hissettim. “Buna başlamak gerek,” diye düşündüm.
Umut ve Kararlılık: Sonunda Öğretmen Olabilir Miyim?
Günler geçtikçe, şüphelerimi, endişelerimi bir kenara bırakmaya başladım. Tarih öğretmeni olmak için daha fazla çaba göstermek gerekiyordu. Belki de başarmanın yolu, akademik dünyada daha derinleşmekti. “Bir şekilde tarihe olan sevgimi, öğrencilerime aktarabileceğim” diye kendimi cesaretlendiriyordum. Kayseri’deki okullardan birine başvurup öğretmenlik için eğitim almaya karar verdim. O zaman fark ettim ki, tarihin dilini konuşabilmek ve öğretmen olmak için yalnızca tarih okumanın ötesinde, kendini yetiştirmek, o disiplini aktarabilecek güce sahip olmak da önemliydi.
Her gün, her derste, bu hedefime biraz daha yaklaştığımı hissediyorum. İçimdeki o ilk heyecanlı günde hissettiğim tutkuyu, şu an hala taşıyorum. Tarih, bir zamanlar yalnızca bir ders değil, hayatımın her alanını etkileyen bir tutku halini almıştı. Öğrencilerime bu sevgiyi aktarmak, onlara tarihi, geçmişi öğretmek, onların gözlerindeki o anlayış ışığını görmek için kararlı bir şekilde bu yolda ilerliyorum.
Sonuç: Öğretmen Olmak Mümkün
Tarih okuyan birinin öğretmen olması mümkün mü? Evet, bu yol kolay değil belki, ama kesinlikle mümkün. Ve bunu başarabilmek, yalnızca bilgiyi aktarmaktan daha fazlasını gerektiriyor. Duygularını ve sevgisini öğrencilere aktarabilmek için içindeki tutkuyu kaybetmemek gerekiyor. Benim hikâyem, belki bir başkasının da yolunu aydınlatır, belki de tarihe aşık olup, bir öğretmen olarak bu sevgiyi paylaşırsınız.
Şimdi bu satırları yazarken bile, öğrencilerime ders vermenin heyecanı içimde büyüyor. Çünkü tarih, sadece kitaplarda yazan sayfalarda değil; o sayfaların gerisinde, insanların hayatlarında, savaşlarda, barışlarda, zaferlerde ve yenilgilerde de var. Benim işim de bu hikâyeyi anlatmak ve bu yolculukta öğrencilerime eşlik etmek olacak.